İcra Takibinde Borçlunun Hakları ve İtiraz Süreci

İcra takibi, günlük hayatta hukukun en fazla uygulama alanı bulan konularından birisidir. Her gün binlerce yeni icra takibi başlatılmaktadır. Şu anda tüm Türkiye’de takipte olan icra dosya sayısı kırk milyonu aşmış durumdadır. Alacağını kendi imkanları ile alamayan alacaklı, icra dairelerine başvurarak kamu gücünden yararlanmak sureti ile alacağını tahsil etmeye çalışmaktadır. Bu süreçte alacaklının pek çok hakkı olduğu gibi, borçlunun da bir kısım hakları vardır. Bu yazımızda icra takibinde borçlunun haklarını ele alacağız. Bursa  Avukat ve Bursa İcra Hukuku Avukatı olarak genel anlamda İcra Hukukunun konusuna giren tüm alanlarda, özel anlamda ise icra takipleri konusunda uzman İcra Hukuku Avukatı kadrosu ile Türker Hukuk Bürosu olarak yanınızdayız.

İlamsız İcra Takibinde Borçlunun Ödeme Emrine İtiraz Hakkı

Bir icra takibi, genel olarak ilamsız icra ve  ilamlı icra olmak üzere iki ana şekilde yapılır. İlamsız icra ise genel haciz yolu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ve kiralanan taşınmazların tahliyesi olmak üzere üçe ayrılır. İlamsız icra yolunda, alacaklının alacağı bir mahkeme kararına dayanmamaktadır. Genel haciz yolu, alacaklının borçludan olan alacağını tahsil etmek için kullandığı en yaygın ilamsız icra takibi yoludur. Bu tür takipte, alacaklı, icra müdürlüğüne bir ödeme emri talebinde bulunur. İcra müdürlüğü, borçluya ödeme emrini tebliğ eder. Borçlu, ödeme emrine karşı 7 gün içinde itiraz edebilir. İtiraz edilmemesi halinde, borç kesinleşir. Burada borçlu eğer kendisinin borçlu olmadığını iddia ediyorsa mutlaka kendisine gelen ödeme emrine itiraz etmelidir. Bu aşama çok önemlidir ve borçlunun hakkını koruma anlamında çok kritiktir. Çünkü itiraz edilmemesi durumunda artık icra kesinleşek ve haciz aşamasına geçilebilecektir. İtiraz edilmesi durumunda ise takip bir mahkeme kararına dayanmadığı için duracaktır. Duran takibin devma etmesi için artık alacaklı tarafın itirazın iptali davası açması gerekecektir. Dolayısı ile ilk aşamada borçlunun kendisine gelen ödeme emrine itiraz etmesi, takibi direk durduracağı için, çok önemlidir.

Borçlunun Menfi Tespit Davası Açma Hakkı

Borçlunun kendisine karşı yapılan veya yapılma ihtimali olan bir icra takibine esas alınan  borcun aslında olmadığını ortaya koymak için bir tespit davası açma hakkı vardır. Bu davaya menfi tespit davası denir. Bu dava aracılığı ile borçlu, alacaklıya karşı bir borcu olmadığını ispatlamaya çalışır. Borçlu tarafından alacaklıya karşı açılacak menfi tespit davası icra takibinden önce açılabileceği gibi, takip başlatıldıktan sonra da açılabilir. Bu davanın borcun alacaklıya ödenmesine kadar açılması gerekir. Eğer menfi tespit davası görülürken, ihtiyati tedbir kararı alınmamış ve bu nedenle takibe devam edilip alacaklıya ödeme yapılmışsa, mahkeme herhangi bir talebe gerek kalmadan, davaya istirdat davası olarak devam eder.

Borçlunun İstirdat Davası Açma Hakkı

Borçlu, ödeme emrine itiraz etmez, veya itiraz etmesine rağmen itirazı mahkemece kaldırılırsa takip kesinleşir. Eğer borçlu bu arada menfi tespit davası açıp, tedbir de almamışsa, takip konusu borcu ödemek zorunda kalır. Böyle bir durumda, menfi tespit davası açmadığı için, cebrî icra tehdidi altında borcu ödemek zorunda kalan borçlu, ödediği paranın geri verilmesi için başka bir dava açabilir. Bu davaya istirdat davası denir. İstirdat davasının şartları, borç olmayan bir paranın ödenmiş olması, paranın icra takibi sırasında ve icra tehdidi altında ödenmesi, ayrıca davanın bir yıl içinde açılmış olmasıdır. İstirdat davasının açılması hak düşürücü bir süreye bağlanmıştır. Bu süre, borç olmayan paranın icra veznesine tamamen ödenmesiyle işlemeye başlar. Süre bakımından bu paranın alacaklıya ödenip ödenmemesi önemli değildir (İİK m. 72/VII).

Kambiyo Senedine Mahsus İcra Takibinde İtiraz Süreci

Bazen alacaklının alacağı bir kambiyo senedine dayanabilir. Bu durumda İcra müdürü senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolunda, ödeme emrini alan borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde bir dilekçeyle icra mahkemesine itiraz edebilir. Bu itiraz borca ilişkin bir itiraz olabileceği gibi imzaya ilişkin bir itiraz da olabilir. İtirazın yazılı yapılması gerekmektedir,  sözlü itiraz geçersizdir. 

Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borca ve imzaya itiraz satıştan başka icra takip işlemlerini durdurmaz (İİK m. 169, c. 2; 170/I). Ancak, icra mahkemesi duruşmadan önce yapacağı incelemede, borçlunun itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü hususları ve eklediği belgeleri dikkate aldığında, itirazın ciddi olduğu kanaatine varırsa, itirazla ilgili olarak esas kararını verinceye kadar takibin geçici olarak durdurulmasına karar verebilir (İİK m. 169a/II, 170/II). Bu karar, esasen bir tedbir niteliğindedir.

Borçlu, takip konusu senedin altındaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ediyorsa, bu konudaki itirazını ayrıca ve açıkça 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmelidir; aksi halde kambiyo senedindeki imza, borçluya ait sayılır. İcra mahkemesi, inkâr edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir. İtirazın kabulü kararı ile takip durur. İtirazın kabulüne karar verilmesi hâlinde, alacaklıya, senedi takibe koymada kötüniyeti veya ağır kusuru varsa senede dayanan takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ve alacağın %10’u oranında para cezası verilir. Ancak eğer inkâr edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve takip konusu alacağın %10’u oranında para cezasına mahkum edilir ve itiraz reddedilir.

İlamlı İcra Takibinde İcranın Geri Bırakılması

İlamlı icra yolu, alacağın bir mahkeme kararına dayandığı icra yoludur. Bu nedenle, alacağın varlığı bir mahkeme kararı ile sabit olduğundan artık burada bir ödeme emri değil, icra emri gönderilir ve ilamsız icra yolunda ödeme emrine itiraz olduğu gibi ilamlı icra yolunda icra emrine itiraz etmek mümkün değildir. Ancak, belirli sebeplerin bulunması durumunda kanunun icranın geri bırakılması olarak adlandırdığı prosedür yerine getirilerek takibin ilerlemesine ve sonuçlanmasına engel olunabilir. İcranın geri bırakılması, icra emrinin tebliğinden önceki ve sonraki sebeplere dayanılarak talep edilebilir.

Borçlu, icra emrinin tebliğinden önce, ancak hükmün verildiği tarihten sonraki dönemde ilâm konusu borcun itfa edilmiş, zamanaşımına uğramış veya ertelenmiş olduğunu ileri sürüyorsa, icra emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını istemelidir. İlâmlı icra takibi başladıktan sonra da ilâm konusu borç itfa edilmiş, zamanaşımına uğramış veya borç için alacaklı tarafından borçluya süre verilmiş olabilir. Bu şekilde bir iddiası olan borçlu, belirli bir süreye bağlı olmadan, her zaman icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını isteyebilir.

İcra süreçleri içinde pek çok teknik detayı barındırdığı için dikkatli olunması gereken işlerdir. Bu nedenle herhangi bir hak kaybı yaşamamak için alanında uzman bir avukattan danışmanlık alınması faydalı olacaktır. Bu bağlamda Bursa Avukat ve Bursa İcra Avukatı olarak İcra Hukukunun alanına giren tüm konularda uzman İcra Hukuku Avukatı kadromuz ile Türker Hukuk Bürosu olarak hukuki destek ve danışmanlık hizmeti vermekteyiz.

İcra Hukuku ve icra takipleri ile ilgili sorularınızı Bursa Avukat ve Bursa İcra Hukuku Avukatı olarak Türker Hukuk Bürosu’na sorabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Translate »