Çevreyi Kirletenlere Karşı Uygulanacak Yaptırımlar Nelerdir?

Artan çevre kirliliği modern dünyanın en önemli konularından biridir. Teknolojinin hızla gelişmesi ve buna bağlı olarak her geçen gün artan enerji tüketimi, fabrika ve sanayi tesislerinin kontrolsüzlüğü ve çarpık kentleşme çevre kirliliğini maalesef artırmaktadır. Bu durum gerek insan sağlığı gerekse de diğer canlılar açısından ciddi tehlikeler oluşturmaktadır. Bu nedenle çevre bilincinin oluşturulması ve çevrenin korunması açısısından çevreyi kirletenlere karşı hukuki yaptırımlarımızın güçlü olması gerekmektedir. Bu nedenle toplumsal bilinçlenmeye katkı sunmak adına bu yazımızda çevreyi kirletenlerin hukuki sorumluluğunu ele aldık.  Bursa  Avukat ve Bursa Çevre Hukuku Avukatı olarak genel anlamda Çevre Hukukunun konusuna giren tüm alanlarda, özel anlamda ise çevreyi kirletenlerin hukuki sorumluluğu konusunda uzman Çevre Hukuku Avukatı kadrosu ile Türker Hukuk Bürosu olarak yanınızdayız. 

Çevreyi Koruyan Hükümler

Anayasa’mızın 56. Maddesi çevreyi koruyan mevzuatımızdaki en güçlü düzenlemedir. Madde metni şu şekildedir:

“Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir.”

Çevre ile ilgili konuları düzenlemek için 2872 sayılı kanun çıkarılmıştır. Bu kanunda çevre “Canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları biyolojik, fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel ortam” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca çevre kirliliği ise “Çevrede meydana gelen ve canlıların sağlığını, çevresel değerleri ve ekolojik dengeyi bozabilecek her türlü olumsuz etki” şeklinde tarif edilmiştir.

2872 sayılı Çevre Kanununda çevreyi kirletmenin yasak olduğu açıkça düzenlenmiştir. Kanunun 8. Maddesine göre “Her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır”. Kanun’un 9. Maddesinde çevrenin korunması amacıyla yapılması gereken iş ve işlemler ayrıntılı bir şekilde kaleme alınmıştır.

2872 sayılı Çevre Kanunu’nda çevreyi kirletenler için iki çeşit sorumluluk öngörülmüştür. Bunlardan ilki, Çevre Kanunun 3(g) maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:

“Kirlenme ve bozulmanın önlenmesi, sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan harcamalar kirleten veya bozulmaya neden olan tarafından karşılanır. Kirletenin kirlenmeyi veya bozulmayı durdurmak, gidermek veya azaltmak için gerekli önlemleri almaması veya bu önlemlerin yetkili makamlarca doğrudan alınması nedeniyle kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan gerekli harcamalar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre kirletenden tahsil edilir”.

Bu madde, kirlenme ve bozulmanın önlenmesi, sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan harcamalar nedeniyle kirletenin kamuya karşı sorumluluğunu düzenlemiş olup, çevre kirlenmeden önce, kirlenmeyi önlemeye yönelik getirilmiş hükümdür.

2872 sayılı Çevre Kanunu’nda kirletenler için getirilen ikinci düzenleme, 28. maddedir. Çevre Kanunu’nun 28. maddesi şu şekildedir:

”Çevreyi kirletenler ve çevreye zarar verenler sebep oldukları kirlenme ve bozulmadan doğan zararlardan dolayı kusur şartı aranmaksızın sorumludurlar. Kirletenin, meydana gelen zararlardan ötürü genel hükümlere göre de tazminat sorumluluğu saklıdır.”

Bu madde ise, kirlenme meydana geldikten sonra ortaya çıkan zararların tazminine yöneliktir.

Çevreyi Kirletenlere Karşı Uygulanacak Yaptırımlar

Çevreyi kirleten kişilere karşı uygulanacak bir dizi yaptırımlar vardır. Bunların en önemlileri, idari para cezası verilmesi, faaliyetin durdurulması ve çevreyi kirletmek suçundan adli işlem yapılmasıdır. Şimdi bu yaptırımları biraz daha açalım:

1- İdari Para Cezası

Çevreyi kirletenlere karşı uygulamada en çok gördüğümüz yaptırım türü idari para cezası verilmesidir. Çevre Kanunu’nun 20. Maddesinde idari nitelikteki cezalar en ince ayrıntısına kadar düzenlenmiştir. Bu madde çok uzundur ve çevre kirliğine neden olan egzoz gazından hava kirliliği yönünden önemli etkileri nedeniyle kurulması ve işletilmesi yönetmelikle izne tâbi tutulan tesislere kadar; katı yakıt özelliklerini sağlamayan yakıtları ithal eden veya satanlardan Çevresel Etki Değerlendirmesi süreci tamamlamadan inşaata başlayan ya da faaliyete geçenlere kadar pek çok alanda çok ayrıntılı düzenlemeler içermektedir. Her bir fiil ve fail için ayrı ayrı para cezaları belirlenmiştir. Bu cezalar oldukça yüksek miktarlı cezalardır. Böylece caydırıcılık etkisi oluşturması ile çevrenin korunması amaçlanmıştır.

2- Faaliyetlerin Durdurulması

Çevreyi kirletenlere karşı verilevek en ağır yaptırım belki de faaliyetin durdurulmasıdır. Bu konu Çevre Kanunu’nun 15. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:

“Bu Kanun ve bu Kanun uyarınca yayımlanan yönetmeliklere aykırı davrananlara söz konusu aykırı faaliyeti düzeltmek üzere Bakanlıkça ya da 12 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından bir defaya mahsus olmak üzere esasları yönetmelikle belirlenen ve bir yılı aşmamak üzere süre verilebilir.

Faaliyet; süre verilmemesi halinde derhal, süre verilmesi durumunda, bu süre sonunda aykırılık düzeltilmez ise Bakanlıkça ya da 12 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından kısmen veya tamamen, süreli veya süresiz olarak durdurulur. Çevre ve insan sağlığı yönünden tehlike yaratan faaliyetler ile çevre izni veya çevre izin ve lisansı olmayan faaliyetler süre verilmeksizin durdurulur.

Çevresel Etki Değerlendirmesi incelemesi yapılmaksızın başlanan faaliyetler Bakanlıkça, proje tanıtım dosyası hazırlanmaksızın başlanan faaliyetler ise mahallin en büyük mülkî amiri tarafından süre verilmeksizin durdurulur.

Süre verilmesi ve faaliyetin durdurulması, bu Kanunda öngörülen cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez.”

3- Adli İşlem Yapılması

Çevreyi kirletmek Türk Ceza Kanunu’muza göre ayrıca suçtur. Çevreye karşı işlenen suçlar Türk Ceza Kanunu’nun 181-184 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Buradaki suç tipleri şu şekildedir:

TCK m. 181: Çevrenin Kasten Kirletilmesi

TCK m. 182: Çevrenin Taksirle Kirletilmesi

TCK m. 183: Gürültüye Neden Olma

TCK m. 184: İmar Kirliliğine Neden Olma

Yukarıda sayılan suçların her birinin ciddi hapis ve adli para cezaları vardır. Çevrenin kirlenmesine neden olan bir eylem tespit edildiğinde önce çevreyi kirleten kişi yada kuruluşa idari yaptırım uygulanmakta sonrasında ise savcılığa suç duyurusunda bulunulmaktadır. Sonrasında bahse konu olayla ilgili soruşturma yapılmakta ve yukarıdaki suçlardan biriyle dava açılmaktadır.

Çevreyi korumak hepimizin görevidir. Bu nedenle çevrenin kirletilmesine neden olan herhangi bir kişi veya işletme görüldüğünde yetkili kurumlara bildirilmelidir. Çevreyi korumak belki de çevre hukukundan kaynaklı haklarımızı bilmekle başlamaktadır. Bu bağlamda Bursa Avukat ve Bursa Çevre Avukatı olarak Çevre Hukukunun alanına giren tüm konularda uzman Çevre Hukuku Avukatı kadromuz ile Türker Hukuk Bürosu olarak hukuki destek ve danışmanlık hizmeti vermekteyiz.

Çevreyi kirletenlere karşı uygulanacak yaptırımlarla ilgili sorularınızı Bursa Avukat ve Bursa Çevre Hukuku Avukatı olarak Türker Hukuk Bürosu’na sorabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Translate »