Koruma tedbirleri, ceza yargılamasının sağlıklı işlemesi ve maddi gerçeğe ulaşılması amacıyla öngörülmüş geçici ve istisnai nitelikte hukuki araçlardır. Ancak bu araçların keyfi, ölçüsüz ve haksız biçimde kullanılması, kişilerin temel hak ve özgürlüklerine ağır şekilde müdahale edilmesine, özellikle de beraat veya takipsizlik kararları sonrasında telafisi güç mağduriyetlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu yazımızda haksız uygulanan koruma tedbirleri nedeni ile ileri sürülebilecek maddi ve manevi tazminat taleplerini inceledik. Bursa Avukat ve Bursa Tazminat Hukuku Avukatı olarak genel anlamda Tazminat Hukukunun konusuna giren tüm alanlarda, özel anlamda ise haksız uygulanan koruma tedbirlerinden kaynaklanan tazminat davaları konusunda uzman Tazminat Hukuku Avukatı kadrosu ile Türker Hukuk Bürosu olarak yanınızdayız.
Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Talepleri Hangi Durumlarda İleri Sürülür?
Koruma tedbirlerinden doğan maddi ve manevi tazminatın hangi durumlarda istenebileceği 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:
Madde 141 – Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;
a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,
b) Kanunî gözaltı süresi içinde hâkim önüne çıkarılmayan,
c) Kanunî hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklanan,
d) Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen,
e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,
f) Mahkûm olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan,
g) Yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hâllerde sözle açıklanmayan,
h) Yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen,
i) Hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen,
j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,
k) Yakalama, adli kontrol veya tutuklama işlemine karşı Kanunda öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmayan,
l) Konutunu terk etmemek veya uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla hastaneye yatmak dâhil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek şeklindeki adli kontrol yükümlülükleri uygulandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,
Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.
Yukarıda görüldüğü gibi, 12 alt başlık altında koruma tedbirlerinden doğan tazminat taleplerinin nasıl ortaya çıkabileceği ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir.
Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Nereden ve Nasıl Talep Edilir?
Koruma tedbirlerinden kaynaklanan tazminatın nereden, nasıl ve hangi süre içinde talep edileceği CMK’nın 142. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:
Madde 142 – (1) Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.
(2) İstem, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır. Ancak, 141 inci maddenin birinci fıkrasının (e), (f) ve (l) bentleri kapsamındaki istemler bakımından 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Tazminat Komisyonunun Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Bu fıkra uyarınca 6384 sayılı Kanun kapsamında olmasına rağmen ağır ceza mahkemesine yapılan istemler, Komisyona gönderilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren ve girmeyen istemler birlikte yapılmış ise ağır ceza mahkemesi görev alanına girmeyen istemleri ayırmak suretiyle Komisyona gönderir. Bu hâllerde ağır ceza mahkemesine yapılan istem tarihi esas alınır.
(3) Tazminat isteminde bulunan kişinin dilekçesine, açık kimlik ve adresini, zarara uğradığı işlemin ve zararın nitelik ve niceliğini kaydetmesi ve bunların belgelerini eklemesi gereklidir.
(4) Dilekçesindeki bilgi ve belgelerin yetersizliği durumunda mahkeme, eksikliğin bir ay içinde giderilmesini, aksi hâlde istemin reddedileceğini ilgiliye duyurur. Süresinde eksiği tamamlanmayan dilekçe, mahkemece, itiraz yolu açık olmak üzere reddolunur.
(5) Mahkeme, dosyayı inceledikten sonra yeterliliğini belirlediği dilekçe ve eki belgelerin bir örneğini Devlet Hazinesinin kendi yargı çevresindeki temsilcisine tebliğ ederek, varsa beyan ve itirazlarını iki hafta içinde yazılı olarak bildirmesini ister.
(6) İstemin ve ispat belgelerinin değerlendirilmesinde ve tazminat hukukunun genel prensiplerine göre verilecek tazminat miktarının saptanmasında mahkeme gerekli gördüğü her türlü araştırmayı yapmaya veya hâkimlerinden birine yaptırmaya yetkilidir.
(7) Mahkeme, kararını duruşmalı olarak verir. İstemde bulunan ile Hazine temsilcisi, açıklamalı çağrı kâğıdı tebliğine rağmen gelmezlerse, yokluklarında karar verilebilir.
(8) Karara karşı, istemde bulunan, Cumhuriyet savcısı veya Hazine temsilcisi, istinaf yoluna başvurabilir; inceleme öncelikle ve ivedilikle yapılır.Karar yerinde görülmezse bölge adliye mahkemesince işin esası hakkında karar verilir. Bölge adliye mahkemelerince bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.
(9) Tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödenir. Ancak, ödenecek miktar Tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamaz.
(10)Tazminata ilişkin mahkeme kararları, kesinleşmeden ve idari başvuru süreci tamamlanmadan icra takibine konulamaz. Kesinleşen mahkeme kararında hükmedilen tazminat ile vekâlet ücreti, davacı veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirimin yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde ödenir. Bu süre içinde ödeme yapılmaması halinde, karar genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.
Tazminat Komisyonu Nedir?
6384 sayılı kanunda yer alan Tazminat Komisyonu Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulan haksız koruma tedbirleri nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararları idari bir yolla tazmin etmeyi hedefleyen idari bir kurumdur. Tazminat komisyonu ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasıyla manevi tazminat taleplerine ve Ceza Muhakemesi Kanununun 142 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca koruma tedbirleri nedeniyle oluşan maddi ve manevi her türlü zararın tazmini istemiyle Komisyona yapılan müracaatları inceleyip karara bağlamakla görevlidir. Dolayısıyla tazminat komisyonu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine dair başvurulara ve CMK’nın 142/2 maddesinde kendisine verilen işlere bakmakla görevlidir. CMK’nın 142/2 maddesinde tazminat komisyonunun bakmakla görevli olduğu işler şunlardır:
* Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,
* Mahkûm olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan,
* Konutunu terk etmemek veya uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla hastaneye yatmak dâhil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek şeklindeki adli kontrol yükümlülükleri uygulandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen
Kişilerin tazminat talepleri Tazminat Komisyonu tarafından incelenir. Diğer durumlarda Ağır Ceza Mahkemeleri görevlidir.
Haksız Tutuklama Nedeni ile Ne Kadar Tazminat Ödenir?
Anayasa Mahkemesi, 23/10/2024 tarihli ve 2021/64808 sayılı O.O. VE DİĞERLERİ kararında 2016 yılından 2023 yılına kadar haksız tutuklamalara ilişkin manevi tazminat miktarlarında hükmedilmesi gereken asgari, ortalama ve azami miktarları açıklamıştır. Mahkemeler, hangi tarihte karar vermiş iseler, karar tarihindeki aralığa göre belli bir miktar tazminata karar vereceklerdir. Buna göre 2023 yılında Bir gün gözaltı için asgari 1.800 TL, Tutuklama tedbiri için tutukluluk süresine göre Asgari: 90.000TL, Ortalama: 240.000 TL, Azami: 600.000 TL tazminata hükmedilmesi gerekmektedir. Bu tabloda 2024 yılı için belirlenen bir miktar yoktur. Ancak kıyas yolu ile düşündüğümüzde 2024 yılı için ortalama rakam 360.000 TL civarında olmalıdır. Anayasa Mahkemesinin bütün mahkemelerin uyması için yayınladığı tablo şu şekildedir:
2016 yılı için | – Bir gün gözaltı için asgari 300 TL – Tutuklama tedbiri için tutukluluk süresine göre Asgari: 15.000TL, Ortalama: 40.000, Azami: 100.000 TL |
2017 yılı için | – Bir gün gözaltı için asgari 360 TL – Tutuklama tedbiri için tutukluluk süresine göre Asgari: 18.000TL, Ortalama: 48.000 TL, Azami: 120.000 TL |
2018 yılı için | – Bir gün gözaltı için asgari 400 TL – Tutuklama tedbiri için tutukluluk süresine göre Asgari: 20.000TL, Ortalama: 54.000 TL, Azami: 135.000 TL |
2019 yılı için | – Bir gün gözaltı için asgari 600 TL – Tutuklama tedbiri için tutukluluk süresine göre Asgari: 29.700TL, Ortalama: 79.200 TL, Azami: 198.000 TL |
2020 -2021 yılları için | – Bir gün gözaltı için asgari 600 TL – Tutuklama tedbiri için tutukluluk süresine göre Asgari: 30.000TL, Ortalama: 80.000 TL, Azami: 200.000 TL |
2022 yılı için | – Bir gün gözaltı için asgari 1.350 TL – Tutuklama tedbiri için tutukluluk süresine göre Asgari: 67.500TL, Ortalama: 180.000 TL, Azami: 450.000 TL |
2023 yılı için | – Bir gün gözaltı için asgari 1.800 TL – Tutuklama tedbiri için tutukluluk süresine göre Asgari: 90.000TL, Ortalama: 240.000 TL, Azami: 600.000 TL |
Yukarıdaki tabloda görüldüğü üzere, Anayasa Mahkemesi, tazminat miktarlarını belirlemiştir. Mahkemelerin yapması gereken olayın durumuna ve tutuklulukta geçen süreye göre bu aralıklarda bir miktara hükmetmektir. Bunun yanında mahkeme tazminata karar verirken, kişinin haksız olarak tutuklandığı yılı değil, tazminata karar verdiği yılın aralığını esas alacaktır. Örneğin kişi, 2018 yılında tutuklandı, fakat tazminata 2022 yılında karar veriliyor ise, 2022 yılının tarifesine göre bir rakam belirlenecektir. Aksi durum zaten düşünülemez. Örneğin bir kişi 2016 yılının başında tutuklanmış ve dokuz on ay civarında tutuklu kaldıktan sonra serbest kalsa ve yargılaması on yıl sonra bitse, beraati kesinleştikten sonra 2026 yılında bu kişiye tutuklu kaldığı dönem için kırk – elli bin TL civarında bi tazminat mı verilecektir. 2026 yılında bu rakamın tazminatsal anlamda ekonomik bir değeri olabilir mi? Belki 2026 yılında kırk – elli bin TL’ye bir cep telefonu bile alınamayabilir. Bu nedenle mutlak surette, tazminat miktarı, tazminat kararının verileceği tarihe göre hesaplanmalıdır. Bunu zaten Anayasa Mahkemesi, kararında açıkça belirtmiştir. Akla ve mantığa uygun olan da zaten budur. Aksi durum anayasal hak ihlalidir.
Yukarıdaki tablo manevi tazminat için geçerlidir. Zira manevi tazminat kesin ve somut verilerle ortaya konulamayan ve hakimin takdir ettiği bir miktar olduğu için Anayasa Mahkemesi en üst yargı mercii olarak bu konuya bir standart getirmek istemiştir. Maddi tazminat talepleri ise her olayın kendine özgü durumlarına göre somut verilerle hesaplanacaktır. Yani örneğin bir kişi tutuklandığı zaman maaşlı bir işte çalışıyorsa, çalışamadığı zaman için kaybettiği maaşı zaten hesaplanabilmektedir. Diğer taraftan kişi hiçbir işte çalışmıyorsa bile o kişi için asgari ücret üzerinden maddi tazminat hesaplaması yapılmaktadır. Bunun yanında eğer kişi iş insanı ise ve çeşitli şirketleri varsa, o zaman da şirketlerinin karlılık durumlarına göre oluşan zarar yine hesaplanabilmektedir. Dolayısıyla yukarıdaki tablo haksız tutuklanıp sonradan beraat yada takipsizlik kararı alanların manevi tazminat talepleri içindir. Maddi tazminat talepleri ise her olayın kendi içindeki özelliklerine göre somut verilerle hesaplanacaktır.
Yurt Dışına Çıkış Yasağı Nedeni ile Tazminat Alınır mı?
Ülkemizde en fazla uygulanan adli kontrol türü yurt dışına çıkmanın yasaklanmasıdır. Yukarıda CMK’nın 141. Maddesinde sayılan ve haksızlığı nedeni ile tazminat talep edilebilecek koruma tedbirleri arasında yurt dışına çıkış yasağı nedeni ile tazminat talebi bulunmamaktadır. Ancak bu demek değildir ki; hakkında haksız bir şekilde yurt dışına çıkış yasağı verilen kişi tazminat talep edemez. Bu sonuç kesinlikle hatalıdır. Anayasa Mahkemesinin emsal kararalarında hakkında haksız bir şekilde uygulanan yurt dışına çıkış yasağı nedeni ile ilgili kişiye tazminat verildiği görülmektedir. Bu nedenle ara başlıktaki sorumuzun cevabı; Evet, Yurt Dışına Çıkış Yasağı Nedeni ile Tazminat Alınabilir, şeklindedir.
Anayasa Mahkemesinin bu şekilde pek çok emsal kararları vardır. Örneğin; 2020/14764 başvuru numaralı ve 2/5/2024 tarihli Müslüm Doğan kararında, Anayasa Mahkemesi, başvurucunun özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine hükmetmiş ve başvurucuya 30.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir. Anyasa Mahkemesi kararının sonuç kısmı şu şekildedir: “Başvurucu hakkında tatbik edilen yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki koruma tedbiri ile başvurucunun özel hayatına ve aile hayatına saygı hakkına müdahale edilmiş, başvurucu itirazlarını yargı makamlarına taşımış, buna karşın soruşturma ve kovuşturma makamları ilgili ve yeterli değerlendirmeler yapmaksızın başvurucunun taleplerini reddetmiş, ayrıca başvurucunun beraatine hükmedilmesine rağmen adli kontrolün koşullarına aykırı şekilde anılan tedbirin devamına karar verilmiştir. Tüm süreç değerlendirildiğinde yargı makamlarının başvurucunun yaşadığı ülkedeki bağları ile isnat edilen suçun vasfını, delil durumunu ve muhtemel sonuç cezasını gözeterek -muhakemenin sağlıklı yürütülmesi ve başvurucunun yargılamaya katılarak savunma hakkını kullanması amaçlarıyla uygulanan- tedbirden beklenen kamusal menfaat ile başvurucunun menfaatleri arasında adil bir denge kurduğu söylenemez. Ayrıca müdahale konusu tedbire alternatif olabilecek tedbirleri tartışmadığı, başvurucunun özel ve aile hayatına yönelen müdahalenin olumsuz etkilerini azaltacak şekilde hızlı ve özenli bir ceza soruşturması/kovuşturması yapmadığı vurgulanmalıdır. Sonuç olarak yaklaşık bir yıl süren, yurt dışı çıkış yasağı şeklinde yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olmadığı kanaatine varılmıştır.”
Anayasa Mahkemesinin konuyla ilgili bir başka kararı ise 2019/32372 başvuru numaralı ve 23/5/2023 tarihli Hasan Hüseyin Güney kararıdır. Anayasa Mahkemesi bu kararında da başvurucunun özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine hükmetmiş ve başvurucuya 25.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir.
Bu kararların dışında Anayasa Mahkemesi 2022/39494 başvuru numaralı ve 18/7/2024 tarihli Kaan Bozgül ve Mehmet Velat İnci kararında üniversite öğrencisi olan başvurucuların yurt dışına çıkış yasağı nedeni ile eğitim haklarının ihlal edildiğine karar vererek her bir başvurucuya 30.000 TL manevi tazminat ödenmesi karar vermiştir.
Sonuç olarak haksız uygulanan yurt dışına çıkış yasağı için CMK’da doğrudan bir başvuru yolu yokmuş gibi görünse de; aslında Anayasa Mahkemesine yapılacak bireysel başvuru yolu ile tazminat alınması yukarıda yer verilen kararlar ışığında mümkündür.
Koruma tedbirleri, hukukun en ağır müdahale araçlarındandır. Bu tedbirlerin keyfi biçimde uygulanması, yalnızca bireylerin değil, hukuk devletinin temellerinin de zedelenmesine neden olur. Haksız uygulamalara karşı tazminat hukukunun etkin işletilmesi, bu zararların bir nebze olsun telafi edilmesini sağlar. Yukarıda yer verilen geniş açıklamalardan da anlaşıldığı üzere haksız uygulanan koruma tedbirlerine karşı başvurulacak yollar dikkatli olunması ve süreleri itibari ile hızlı hareket edilmesi gereken süreçlerdir. Dolayısıyla haksız bir koruma tedbirine maruz kaldığını düşünen kişinin bu konuda alanında uzman bir avukattan yardım alması çok önemlidir. Bu bağlamda Bursa Avukat ve Bursa Tazminat Avukatı olarak Tazminat Hukukunun alanına giren tüm konularda uzman Tazminat Hukuku Avukatı kadromuz ile Türker Hukuk Bürosu olarak hukuki destek ve danışmanlık hizmeti vermekteyiz.
Haksız koruma tedbirlerinden kaynaklanan tazminat davaları ile ilgili sorularınızı Bursa Avukat ve Bursa Tazminat Hukuku Avukatı olarak Türker Hukuk Bürosu’na sorabilirsiniz.