Tanımı, Kaynakları ve Hukuksal Boyutu ile Yenilenebilir Enerji

Dünyanın, 21. Yüzyıldaki en önemli ve büyük sorunlardan biri güvenli enerjiye ulaşmada yaşanan zorluklardır. Bu sorundan maalesef ülkemiz de kendine düşen payı almaktadır. Günümüzde, ülkelerin enerjiyi üretme ve kullanma biçimi hala geleneksel fosil kaynaklı olmaya devam etmektedir.  Fosil yakıtlara bağımlılık hem ekonomimize ekstra maliyet yüklemekte hem de çevreye zararlı gazların atmosferde birikmesine neden olmaktadır. Bu nedenle gerek sağlıklı bir ortamda yaşamımızı sürdürebilmek gerekse de gelecek nesillerimize güzel bir dünya bırakmak için yenilenebilir enerji projeşerine ağırlık vermek çok önemli ve değerlidir. Bu yazımızda çevre hukuku açısından yenilenebilir enerji projelerini ele alacağız. Bursa  Avukat ve Bursa Çevre Hukuku Avukatı olarak genel anlamda Çevre Hukukunun konusuna giren tüm alanlarda, özel anlamda ise yenilenebilir enerji projelerinde çevresel etki değerlendirmesikonusunda uzman Çevre Hukuku Avukatı kadrosu ile Türker Hukuk Bürosu olarak yanınızdayız. 

Yenilenebilir Enerji Nedir?

Yenilenebilir enerji, doğada sürekli olarak mevcut olan ve kendini yenileyebilen kaynaklardan elde edilen enerji türüdür. Bu kaynaklar, fosil yakıtların aksine tükenmez niteliktedir ve çevreye zararları minimum seviyededir.

Yenilenebilir Enerji Kaynakları Nelerdir?

Başlıca yenilenebilir enerji kaynakları şunlardır:

Güneş Enerjisi: Güneş ışığından elde edilen enerjidir. Güneş panelleri aracılığıyla elektrik üretimi sağlanır. ​

Rüzgâr Enerjisi: Rüzgârın kinetik enerjisinin türbinler vasıtasıyla elektriğe dönüştürülmesidir. ​

Hidroelektrik Enerji: Nehir ve barajlardaki suyun potansiyel enerjisinin kullanılmasıyla elektrik üretilir. ​

Jeotermal Enerji: Yer altındaki sıcak su ve buharın kullanılmasıyla enerji elde edilir. ​

Biyokütle Enerjisi: Organik atıkların (bitki, hayvan atıkları vb.) yakılması veya biyokimyasal işlemlerle enerjiye dönüştürülmesidir.

Hidrojen Enerjisi: Hidrojen enerjisi, suyun elektrolizi yoluyla su moleküllerinin hidrojen ve oksijen atomlarına ayrılmasıyla üretilir. Eğer bu süreçte kullanılan elektrik yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyorsa, elde edilen hidrojen “yeşil hidrojen” olarak adlandırılır ve karbon emisyonu içermez. Yeşil hidrojen, enerji yoğunluğu yüksek bir yakıt olup, sanayi, ulaşım ve enerji depolama gibi alanlarda fosil yakıtlara temiz bir alternatif sunar.

Dalga Enerjisi: Dalga enerjisi, okyanus ve deniz yüzeyindeki dalgaların hareketinden elde edilen mekanik enerjinin elektrik enerjisine dönüştürülmesiyle üretilir. Dalga enerjisi, yüksek enerji yoğunluğuna sahip olup, kıyı bölgelerinde sürdürülebilir ve temiz bir enerji kaynağı olarak değerlendirilir.

Yenilenebilir Enerji Konusunda Hukuksal Çerçeve

Yenilenebilir enerji konusunda en önemli yasal düzenlemelerden biri, 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun’dur (YEK Kanunu). Bu kanunun 1. Maddesinde kanunun amacı “yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimi amaçlı kullanımının yaygınlaştırılması, bu kaynakların güvenilir, ekonomik ve kaliteli biçimde ekonomiye kazandırılması, kaynak çeşitliliğinin artırılması, sera gazı emisyonlarının azaltılması, atıkların değerlendirilmesi, çevrenin korunması ve bu amaçların gerçekleştirilmesinde ihtiyaç duyulan imalat sektörünün geliştirilmesidir” şeklinde ifade edilmiştir.

Yenilenebilir Enerji Konusunda Hukuksal Sorunlar Nelerdir?

​Yenilenebilir enerji projeleri, çevre dostu ve sürdürülebilir enerji üretimi açısından büyük önem taşırken, hukuki alanda çeşitli zorluklarla karşılaşmaktadır. Türkiye’de bu projelerin hayata geçirilmesi sürecinde karşılaşılan başlıca hukuki sorunlar şunlardır:​

1. Mevzuatın Karmaşıklığı ve Uyum Süreci: Yenilenebilir enerji projeleri, 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kanunu ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu gibi çeşitli yasal düzenlemelere tabidir. Bu mevzuatın karmaşıklığı, yatırımcıların projelerini yasal çerçevede yürütmesini zorlaştırabilir. Özellikle mevzuattaki sık değişiklikler, güncel düzenlemelere uyum sağlamayı güçleştirmektedir. ​

2. İzin ve Lisanslama Süreçlerinin Uzunluğu: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından yürütülen izin ve lisanslama süreçleri, zaman zaman uzun ve karmaşık olabilmektedir. Bu durum, projelerin hayata geçirilmesini geciktirerek maliyetleri artırabilir. Ayrıca, farklı kurumlar arasında koordinasyon eksikliği, sürecin daha da uzamasına neden olabilmektedir. ​

3. Arazi Kullanım İzinleri ve Mülkiyet Sorunları: Yenilenebilir enerji tesislerinin kurulacağı arazilerin temini ve kullanımı, hukuki açıdan önemli bir diğer konudur. Özellikle orman, tarım veya sit alanı gibi özel statüye sahip bölgelerde arazi kullanım izinleri almak zorlaşmaktadır. Mülkiyet haklarıyla ilgili anlaşmazlıklar da projelerin ilerlemesini engelleyebilir. ​

4. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Süreçleri: ÇED raporları, projelerin çevreye olan etkilerini değerlendirmek amacıyla zorunlu tutulmaktadır. Ancak, bu süreçlerin uzun sürmesi ve sonuçların belirsizliği, yatırımcılar için risk oluşturabilmektedir. Ayrıca, ÇED süreçlerinde kamuoyunun ve sivil toplum kuruluşlarının itirazları, projelerin durdurulmasına veya iptaline yol açabilir. ​

5. Teşvik ve Destek Mekanizmalarındaki Belirsizlikler: Yenilenebilir enerji projeleri için sağlanan teşvikler ve destekler, yatırımcılar açısından büyük önem taşır. Ancak, bu mekanizmalardaki değişiklikler veya belirsizlikler, yatırım kararlarını olumsuz etkileyebilir. Örneğin, alım garantileri, vergi indirimleri ve düşük faizli krediler gibi desteklerin sürekliliği konusunda yaşanan belirsizlikler, projelerin finansal planlamasını zorlaştırmaktadır. ​

Bu hukuki zorlukların aşılması için, mevzuatın sadeleştirilmesi, izin ve lisanslama süreçlerinin hızlandırılması, arazi kullanımına ilişkin yasal düzenlemelerin netleştirilmesi ve teşvik mekanizmalarının istikrarlı hale getirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, yatırımcıların hukuki danışmanlık alarak projelerini mevcut yasal çerçeveye uygun şekilde planlamaları büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda Bursa Avukat ve Bursa Çevre Avukatı olarak Çevre Hukukunun alanına giren tüm konularda uzman Çevre Hukuku Avukatı kadromuz ile Türker Hukuk Bürosu olarak hukuki destek ve danışmanlık hizmeti vermekteyiz.

Yenilenebilir enerji yatırımlarında karşılaşılan hukuki konularla ilgili sorularınızı Bursa Avukat ve Bursa Çevre Hukuku Avukatı olarak Türker Hukuk Bürosu’na sorabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Translate »